Ş.Urfa’nın turizmini bitiren müdür ASLAN ve sönük geçen festival!

Başta kültür ve turizm bakanlığını temsil bile edemeyen Şanlıurfa kültür ve turizm il müdürü Aydın ASLAN 5 yıldır işgal ettiği makamın görev ve sorumluluklarını yerine getirememiş yetkilerini ise ancak kendine ve çevresine yettirebilmiştir.

İl’in kültür ve turizm potansiyelinden bi haber müdürün arka bahçesi olan arkeoloji müzesi ise gün geçtikçe çok laçka bir hal almakla birlikte yerli ve yabancı ziyaretçilerinden de eksi not almaktadır.

Kültür ve turizm bakanlığının hayata geçirdiği, geçen hafta Şanlıurfa’da da gerçekleştirilen ama ne yazık ki basiretsiz ve yetkili yetkisizler yüzünden çok sönük geçen kültür yolu festivali ilk gün açılışta darbeyi müdür Aydın ASLAN’dan ikinci gün ise arkeoloji müzesi müdürü Celal ULUDAĞ’dan  yedi.

Festival açılışını gizleyen ve ikili ilişkileri ile birlikte ticari birlikteliği olan gruplarla açılışa katılımı sınırlı tutan müdür Aydın ASLAN küçük olsun benim olsun zihniyeti ile hareket ederek Şanlıurfa’yı, Şanlıurfa kültürünü, tanıtımını ve turizmini hiçe saymaktadır.

Öte yandan festivalin ikinci günü ise müzeye festival kapsamında gerçekleştirilen ücretsiz sergileri gezmeye giden vatandaştan ücret aldıkları gibi, saygısızca bir eli cebinde, bir elinde çayını yudumlayarak vatandaşın karşısına çıkan saha personellerinin tutum ve davranışları müzenin kaderine terk edildiğini ve ne kadar disiplinsiz ve başıboş olduklarını ortaya koymaktadır.

Ülkenin içinde bulunduğu bu ekonomik krize ve tasarruf tedbirlerine rağmen Kültür ve Turizm bakanlığımızın kültür yolu festivali kapsamında ilimize harcadığı bütçeyi de heba eden bu ekip başta Şanlıurfa’ya sonra Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY’a hesap vermelidirler.

Kamuoyu ise, bir an önce Şanlıurfa Valisi Hasan ŞILDAK’ın Kültür ve Turizm İl Müdürü Aydın ASLAN ile Müze Müdürü Celal ULUDAĞ hakkında, bakanlığın emir ve talimatlarının tersi yönünde hareket ettiklerinden ötürü idari soruşturma başlatılmasını, bekliyor.

Kültürde, turizmde, sanatta 5 yılda durmadan gerileyen ilimiz bu gün içinde bulunduğu durumu hak etmiyor. Balıklı göl diye bilinen, Halilür Rahman gölünün bulunduğu plato ve çevresinin mevcut hali, mekânın başta maneviyatına hakaret, sonra memleketin turizmine ihanettir, bunu düzeltemeyerek sadece koltuğunu korumaya çalışan sözde yetkili ise haindir.

Bir çok değerimiz de, ya metruk halde ya da madde bağımlısı yatağı konumunda kaderine terk edilmiş, yok olmaları bekleniyor.

Bu arada iyi ki doğuş grubu var, yoksa GÖBEKLİTEPE’ yi kimse duymazdı, sayelerinde dünya duydu.